بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

هَلْ فِى ذَٰلِكَ قَسَمٌ لِّذِى حِجْرٍ ﴿٥

Ki bunlarda akıl sahipleri için birer yemin değeri var.

— Seyyid Kutub

أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍ ﴿٦

Görmedin mi Rabbin ne yaptı Ad kavmine?

— Seyyid Kutub

إِرَمَ ذَاتِ ٱلْعِمَادِ ﴿٧

Yüksek sütunlu İrem'e.

— Seyyid Kutub

ٱلَّتِى لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِى ٱلْبِلَٰدِ ﴿٨

Ki ülkeler arasında onun eşi yaratılmamıştı.

— Seyyid Kutub

وَثَمُودَ ٱلَّذِينَ جَابُواْ ٱلصَّخْرَ بِٱلْوَادِ ﴿٩

Vadide kayaları oyarak evler yapan Semud kavmine?

— Seyyid Kutub

وَفِرْعَوْنَ ذِى ٱلْأَوْتَادِ ﴿١٠

ve kazıklar sahibi Firavun'a.

— Seyyid Kutub

ٱلَّذِينَ طَغَوْاْ فِى ٱلْبِلَٰدِ ﴿١١

Bunlar ülkelerinde azmışlardı.

— Seyyid Kutub

فَأَكْثَرُواْ فِيهَا ٱلْفَسَادَ ﴿١٢

Oralarda çok kötülük etmişlerdi.

— Seyyid Kutub

فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ ﴿١٣

Bu yüzden Rabbin onların üzerine azab kırbacını çarptı

— Seyyid Kutub

إِنَّ رَبَّكَ لَبِٱلْمِرْصَادِ ﴿١٤

Çünkü Rabbin her an gözetlemektedir.

— Seyyid Kutub

فَأَمَّا ٱلْإِنسَٰنُ إِذَا مَا ٱبْتَلَىٰهُ رَبُّهُۥ فَأَكْرَمَهُۥ وَنَعَّمَهُۥ فَيَقُولُ رَبِّىٓ أَكْرَمَنِ ﴿١٥

Rabbin denemek için bir insana iyilik edip, nimet verdiği zaman o: «Rabbim beni şerefli kıldı» der.

— Seyyid Kutub

AYARLAR