بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

كَلَّاۖ بَل لَّا يَخَافُونَ ٱلْءَاخِرَةَ ﴿٥٣

Hayır, doğrusu Âhiret’ten korkmuyorlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır, doğrusu onlar, ahiretten korkmuyorlar.

— İbni Kesir

Hayır, hayır! Onlar ahiretten korkmuyorlar.

— Diyanet İşleri

Hayır (bu isteyişleri boşdur). Daha doğrusu onlar âhiretden korkmazlar.

— Hasan Basri Çantay

Hayır, hayır! Aslında onlar ahiretten korkmuyorlar.

— Seyyid Kutub

كَلَّآ إِنَّهُۥ تَذْكِرَةٌ ﴿٥٤

Hayır hayır o muhakkak bir tezkire.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır, muhakkak ki o, bir öğüttür.

— İbni Kesir

Hayır, düşündükleri gibi değil! Şüphesiz bu (Kur’an) bir uyarıdır.

— Diyanet İşleri

Gerçek, o (Kur'an) hiç şüphesiz bir öğüddür.

— Hasan Basri Çantay

Hayır, hayır! Bu Kur'an bir öğüt, bir hatırlatmadır.

— Seyyid Kutub

فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ ﴿٥٥

Dileyen onu tezekkür ede.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Kim isterse; ondan öğüt alır.

— İbni Kesir

Artık kim dilerse ondan öğüt alır.

— Diyanet İşleri

Onun için kim dilerse (onu okuyarak, alacağı) öğüd (ü, ibreti) alır.

— Hasan Basri Çantay

İsteyen ondan ders alır.

— Seyyid Kutub

وَمَا يَذْكُرُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُۚ هُوَ أَهْلُ ٱلتَّقْوَىٰ وَأَهْلُ ٱلْمَغْفِرَةِ ﴿٥٦

Maamafih Allah dilemeyince düşünmezler, koruyacak da odur, mağfiret edecek de.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. O, takvaya ehildir, mağfirete ehildir.

— İbni Kesir

Bununla beraber, Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. O takvaya (kendisine karşı gelmekten sakınılmaya) ehil olandır, bağışlamaya ehil olandır.

— Diyanet İşleri

Bununla beraber Allahın dileyeceğinden başkaları o öğüdü almazlar ki (Onun azabından) korunmıya ehil olan da odur, yarlığanmıya ehil olan da o.

— Hasan Basri Çantay

Fakat Allah dilemedikçe onlar bundan ders alamazlar. O kendisinden korku duyulmaya ve affetmeye lâyıktır.

— Seyyid Kutub

AYARLAR