بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٍ ﴿٤

Muhakkak ki sen; büyük bir ahlak üzerindesin

— İbni Kesir

فَسَتُبْصِرُ وَيُبْصِرُونَ ﴿٥

Yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler;

— İbni Kesir

بِأَييِّكُمُ ٱلْمَفْتُونُ ﴿٦

Hanginizin aklından zoru olduğunu.

— İbni Kesir

إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعْلَمُ بِٱلْمُهْتَدِينَ ﴿٧

Muhakkak ki senin Rabbın; kendi yolundan sapanları çok iyi bilir. Ve O, hidayete erevleri de en iyi bilendir.

— İbni Kesir

فَلَا تُطِعِ ٱلْمُكَذِّبِينَ ﴿٨

Öyleyse sen; yalanlayanlara uyma.

— İbni Kesir

وَدُّواْ لَوْ تُدْهِنُ فَيُدْهِنُونَ ﴿٩

Onlar isterler ki; sen yumuşak davranasın da kendileri de yumuşaklık göstersinler.

— İbni Kesir

وَلَا تُطِعْ كُلَّ حَلَّافٍ مَّهِينٍ ﴿١٠

Sen; yemin edip duran, izzet-i nefsi bulunmayana uyma.

— İbni Kesir

هَمَّازٍ مَّشَّآءٍۭ بِنَمِيمٍ ﴿١١

Daima ayıplayan ve laf getirip götürene.

— İbni Kesir

مَّنَّاعٍ لِّلْخَيْرِ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ ﴿١٢

Durmadan hayra engel olana, haddi aşana, çok günahkara.

— İbni Kesir

عُتُلٍّۭ بَعْدَ ذَٰلِكَ زَنِيمٍ ﴿١٣

Kaba, haşin ve bunlardan başka da kulağı kesik olana,

— İbni Kesir

أَن كَانَ ذَا مَالٍ وَبَنِينَ ﴿١٤

Mal ve oğullar sahibi olmuş diye.

— İbni Kesir

AYARLAR