بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَإِنَّ لَكَ لَأَجْرًا غَيْرَ مَمْنُونٍ ﴿٣

Senin için kesintisiz bir mükafat vardır.

— Seyyid Kutub

وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٍ ﴿٤

Ve sen yüce bir ahlaka sahipsin.

— Seyyid Kutub

فَسَتُبْصِرُ وَيُبْصِرُونَ ﴿٥

Sen de göreceksin, onlar da görecekler.

— Seyyid Kutub

بِأَييِّكُمُ ٱلْمَفْتُونُ ﴿٦

Hanginizin sınandığını.

— Seyyid Kutub

إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعْلَمُ بِٱلْمُهْتَدِينَ ﴿٧

Şüphesiz Rabbin, kimlerin kendi yolundan saptığını ve kimlerin doğru yolda olduğunu herkesten iyi bilir.

— Seyyid Kutub

فَلَا تُطِعِ ٱلْمُكَذِّبِينَ ﴿٨

Öyleyse yalanlayanlara itaat etme.

— Seyyid Kutub

وَدُّواْ لَوْ تُدْهِنُ فَيُدْهِنُونَ ﴿٩

Onlar istediler ki, sen yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar.

— Seyyid Kutub

وَلَا تُطِعْ كُلَّ حَلَّافٍ مَّهِينٍ ﴿١٠

Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran aşağılık.

— Seyyid Kutub

هَمَّازٍ مَّشَّآءٍۭ بِنَمِيمٍ ﴿١١

Herkesi kınayan, söz götürüp getiren.

— Seyyid Kutub

مَّنَّاعٍ لِّلْخَيْرِ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ ﴿١٢

Hayra engel olan, saldırgan, günahkar.

— Seyyid Kutub

عُتُلٍّۭ بَعْدَ ذَٰلِكَ زَنِيمٍ ﴿١٣

Kaba, sonra da soysuz, alçak.

— Seyyid Kutub

AYARLAR