بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلۡقُرۡءَانِ ٱلۡحَكِيمِ ٢

O hikmet dolu Kur'ana yemîn ederim ki,

– Hasan Basri Çantay

إِنَّكَ لَمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ٣

Sen (Habîbim) hiç şübhesiz (Hak canibinden) gönderilen (peygamber) lerdensin.

– Hasan Basri Çantay

عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ ٤

Dosdoğru bir yol üzerindesin.

– Hasan Basri Çantay

تَنزِيلَ ٱلۡعَزِيزِ ٱلرَّحِيمِ ٥

(Bu Kur'an) yegâne gaalib, çok esirgeyici (Allah) in indirdiği (bir kitab) dır.

– Hasan Basri Çantay

لِتُنذِرَ قَوۡمٗا مَّآ أُنذِرَ ءَابَآؤُهُمۡ فَهُمۡ غَٰفِلُونَ ٦

(Bunun) hikmeti de (yakın) ataları azâb ile korkutulmamış, bu yüzden kendileri gaflet içinde kalmış olan bir kavmi (onunla) korkutmandır.

– Hasan Basri Çantay

لَقَدۡ حَقَّ ٱلۡقَوۡلُ عَلَىٰٓ أَكۡثَرِهِمۡ فَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ ٧

Andolsun ki bunların çoğunun üzerine o söz hak olmuşdur. Artık bunlar îman etmezler.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّا جَعَلۡنَا فِيٓ أَعۡنَٰقِهِمۡ أَغۡلَٰلٗا فَهِيَ إِلَى ٱلۡأَذۡقَانِ فَهُم مُّقۡمَحُونَ ٨

Hakıykat, biz onların boyunlarına öyle lâleler geçirdik ki bunlar çenelerine kadar (dayandı). Şimdi onlar, kafaları ve burunları yukarı kaldırılmış haldedirler.

– Hasan Basri Çantay

وَجَعَلۡنَا مِنۢ بَيۡنِ أَيۡدِيهِمۡ سَدّٗا وَمِنۡ خَلۡفِهِمۡ سَدّٗا فَأَغۡشَيۡنَٰهُمۡ فَهُمۡ لَا يُبۡصِرُونَ ٩

Biz hem önlerinden bir sed, hem arkalarından bir sed çektik. Böylece onları sarıverdik. Artık görmezler.

– Hasan Basri Çantay

وَسَوَآءٌ عَلَيۡهِمۡ ءَأَنذَرۡتَهُمۡ أَمۡ لَمۡ تُنذِرۡهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ ١٠

Onları (azâb ile) ha korkutmuşsun, ha korkutmamışsın onlarca birdir. İman etmezler.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّمَا تُنذِرُ مَنِ ٱتَّبَعَ ٱلذِّكۡرَ وَخَشِيَ ٱلرَّحۡمَٰنَ بِٱلۡغَيۡبِۖ فَبَشِّرۡهُ بِمَغۡفِرَةٖ وَأَجۡرٖ كَرِيمٍ ١١

Sen ancak o zikre uyan ve çok esirgeyici (Allah) a gaaibâne büyük saygı gösteren kimseleri inzâr edeceksin. İşte sen on (lar) ı hemen mağfiretle, hem çok şerefli mükâfatla müjdele.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu